Saturday, May 16, 2009

Kaplumbağa Terbiyecisi (1906)

Prof. Dr. Edhem Eldem'in "Ressamlar, Kaplumbağalar, Tarihçiler..." * başlıklı yazısı Osman Hamdi Bey'in ünlü Kaplumbağa Terbiyecisi (1906) tablosu için yapılan yorumları "aşırı okuma" olarak nitelendiriyor. 2004 yılında Pera Müzesi tarafından 5TrilyonTL'e Erol Aksoy'dan satın alınmasıyla "yerli Mona Lisa" muamelesi görmeye başlayan tablo [1] sanat tarihçileri tarafından oldukça incelenmiş bir eser. Yazar, makalesinin başında Osman Hamdi konusunda çalışmaları olmasına rağmen sanat tarihçisi olmadığı için resimlerini yorumlamaktan çekindiğini belirtiyor ve "en büyük sıkıntılarımdan biri de bu tür yorumların biraz fazlaca rahat bir şekilde yapılıyor olmasıdır" diyor: "Bunu yapmak için de aslında Osman Hamdi Bey'in hiçbir yazılı ifadesine dayanmadan sadece resimlerde yer alan figürler, kompoziyon, konu, işleniş tarzı vs. üzerinden bu yorumlarını yapmaktadırlar."

Tablonun satışını takip eden aylarda Gazateci Emre Aköz "Aranızda hiç kaplumbağa tercbiyecisi gören var mı? Osman Hamdi Bey ve trilyonluk resimi" [2] başlıklı yazısında önemli bir soru sormuş: "Soru aklıma düştü: Osmanlı'da 'kaplumbağa terbiyeciliği' diye bir meslek, hüner var mıydı? Varsa kimler, nasıl icra ederdi...Peki acaba işin uzmanları bu konuda ne diyordu?" Edhem Eldem o zaman "muhtemelen bu sahnenin bir hayal ürünü olduğunu" söylemiş. Emre Aköz tarihçilerden "doğru dürüst" bir yanıt alamayınca "tarihçiliğimizin sırrını kendi kendine keşfetmişti: Belge veya bilgi yoksa yoruma kuvvet": "O zaman bunun 'simgesel anlamlarla yüklü' bir resim olduğunu söyleyebiliriz... Mesela Eczacıbaşı Sanal Müzesi'nde yer alan bir yorumda, Osman Hamdi'nin bu resmi yaparak, herhalde yavaş, miskin, tutucu çalışma arkadaşlarını hicvettiği yazılı."

Sanat tarihçilerinin yorumlarını özetlemeden önce bence ilginç bir biçimde Edhem Eldem Ekşi Sözlük'de bu tablo için yapılan yorumlara değiniyor. Burada yetersiz bilgisine rağmen her şeyi manalandırarak "ahkam kesen" "aydın" otorite figürüne dokundurmadan geçmiyor! Tablo yorumları için yazarın vardığı sonuç: "... mesele şu ki tarhçiler genellikle tablolardan hareketle Osman Hamdi Bey'i anlatmaya çalışıyor gibi gözükseler de aslında yaptıkları bunun tam tersi: Osman Hamdi'yi bir veri olarak alıp tablolarını o veriden hareketle okuyorlar...Osman Hamdi Bey'in fırçasından çıkıp da bütün bu ağır sembolizmi yüklediğimiz tablolardan herhangi birini Osman Hamdi'nin değil de başkasının, bir Batılının imzasıyla görmüş olsak da aynı şekilde yorumlar mıydık?...Metafor esastır, mana başattır, simge tabloyu yapıyor, gerisi teferruattır...Bu yüzdendir ki benim derdim aslında yorumlarla değil, ezici varlıklarıyladır. Bu mantığı aşırı ucuna kadar yürütürsek ...bir noktadan sonra tablolarına ihtiyaç kalmayacaktır veya daha da korkutucusu, yapmış olması gereken tabloları tesbit etmeye başlayacagız."

Sonrasında Edhem Eldem "kaplumbağa terbiyesi" konusuna geri dönüp "Google Book Search ve Fransız Milli Kütüphanesi'nin Gallica arama motoru"nu kullanarak Osman Hamdi Bey'in olası ilham kaynağını buluyor: "Nihayet işin sırrı çözülmüş oldu. Kaplumbağa terbiyesi diye bir sanat, Kaplumbağa terbiyecisi diye bir meslek vardır ve bunlara en azından on dokuzuncu yüzyılda Japonya'da rastlanabiliyordu...1869 yılında babası Edhem Paşa, Bağdat'da Midhat Paşa'nın maiyetinde bulunan oğlu Osman Hamdi'ye Le Tour de Monde'un o seneye ait ilk cildini yollamış, oğlu da bunu zevkle okumuştu. Söz konusu eserin 402. sayısında Japon kaplumbağa terbiyecisinin [3] gravürü yer almaktaydı...Artık galiba muhteşem Lale Devri'mizin "kapıkulu kaplumbağaları"nı rahat bırakmanın vakti gelmiş olsa gerek".

Edhem Eldem tablonun ilk adı olan "Kaplumbağalı Adam" başlığıyla uyumlu bir yorumu tercih ediyor ve "terbiye" yorumundan uzak duruyor: "Bundan çıkartacağımız bir sonuç da, Osman Hamdi Bey'in bir "mesaj" ressamından çok, esas olarak bir genre ressamı olduğu, dolayısıyla da asıl arzusunun hoş ve uyumlu bulduğu unsurları bir araya getirerek oluşturudğu kompoziyonların hayali de olsa bir yaşam anını yansıtmasını sağlayabilmek olduğudur." Bu arada Osman Hamdi Bey Edhem Eldem'in büyük büyük amcasıymış!

* Toplumsal Tarih, Mayıs 2009, s 20-30
[1] Wikipedia, tablonun Suna ve İnan Kıraç Vakfı tarafından 3.5 milyon USD'e Aralık 2004'de satın alındığını ve bu vakfın kurduğu Pera Müzesi'nde sergilendiğini yazıyor.
[3] Yazıda yapılan alıntılarda gravürdeki kaplumbağa terbiyecisinin "Koreli" olduğu söyleniyor.